Mandylion – Kutsal Mendil Hikayesi


Türkçede bir deyim vardır; “yüzü suyu hürmetine” Bu deyimin kökenini araştırırken çok derin konulara girdiğimi fark ettim. Karşıma binlerce yıldan bu yana saklanan bir sır ortaya çıktı; Mandylion (kutsal mendil) hikayesi;

Hikaye, Edessa (Urfa) Kralı V.Abgar’ ın vebaya yakalanması ile başlar. Tıbbın merkezi Harran’ da, bu illete çare bulacak bir ilaç yoktur. O’ da son çare olarak Galile’ de mucizeler yapan ve hastaları iyileştiren birini duyar; Hz. İsa… Hemen saray katibi ve aynı zamanda usta bir ressam olan Hannan(bazı kaynaklar bunu Hosar diye yazar ama biz doğrusunun Hannan olduğuna inanıyoruz) isminde birini, yanına koruma olarak birkaç kişi daha vererek, Hz. İsa’ yı bulmasını ve kendisini iyileştirmesi için Urfa’ ya getirmesini, eğer gelmez ise bir resmini yapması ile görevlendirir. Kral resme bakarak iyileşeceği umudunu taşımaktadır. Zira Hz. İsa’ nın uzaktan iyileştirme gücünü duymuştur. Hannan, Hz. İsa’ yı çevresi çok kalabalık bir ortamda bulur ve teklifi söyler. Ama Hz. İsa, Urfa’ ya gelmeyi kabul etmez. Bu durumda ikinci emre uyarak resmini yapmaya başlar ama bir türlü benzetemez. Zira Hz. İsa’ nın yüzünde gözkamaştırıcı bir nur vardır ve çevresi o kadar kalabalıktır ki, tam olarak yüzünü seçemez. Ressam Hannan’ nın uzaktan yüzünü çizmeye çalıştığını gören Hz. İsa, Hannan’ ı yanına çağırır ve yüzünü yıkamak için su ister. Yüzünü yıkadıktan sonra boynundaki dua örtüsü ile yüzünü siler ve mucizevi olarak, yüzünün sureti örtüye çıkar. (buradan hikayenin geçtiği yerin havra olduğu, günlerden cumartesi ve ibadet anı olduğunu anlayabiliriz. Hz. İsa, çoğu vaazını havrada vermiş ve kendisine “Rabbi-öğretmen-“olarak seslenilmiştir) Saray katibi ve ressam Hannan, örtüyü alır ve Kral Abgar’ a götürür. Hikayenin gelişimine göre; Kral örtüdeki Hz. İsa suretini gördükten sonra iyileşmiş ve herkesin iyileşmesi için sarayın girişinde yaptırdığı özel bir bölmeye koydurmuştur. Hannan ise, Kral tarafından ödüllendirilmiş ve büyük ihtimalle bu suretin kopyası çoğaltarak diğer hasta soylulara yollanmıştır. (Bu olayın bir örneği olarak; İran kralı Hüsrev, kızının içine girmiş olan bir cin’den kurtulması için mendili elde etmek amacıyla Edessa’ya adam göndermiştir. Edessalılar bu resmin bir kopyasını İran’a göndermişlerdir.)

Bu hikayedeki mucizenin gerçekliği tartışılsada, hikayenin değişik versiyonları farklı farklı anlatılır. Prof. J.B Segal’ a göre; ilk orjinal versiyonda, resmi Hannan yapmış ve Kral’ a getirmiştir. 569 ylından sonra dini yaymak ve güçlendirmek için yapılan ekler ile yüzün yıkanması hikayesi eklenmiştir.

Şehre yapılan saldırılardan kutsal örtüyü korunmak için, sur kapısı yanındaki duvara saklanmış ve unutulmuş iken, 525 yılında bir sel sırasında ortaya tekrar çıkmış. Bu keşif, tam bir mucize olarak görüldü. Daha sonra resim, Müslümanların eline geçti ve Bizans ile yapılan bir savaşta, esir mübadelesinin ön koşulu olarak İstanbul’ a götürüldü. 1204 yılında Haçlı askerinin Ayasofya yağması sonrası, kutsal örtü Vatikan’ a taşındı. Hala burada sergilenmektedir. Vatikan’ daki örtünün gerçekliği tartışmalıdır. Zira, resmin baş kısmında haç ve hale olduğu görülür. Halbuki Hz. İsa hayatta iken yapılmış ya da mucizevi olarak ortaya çıkmış resimde, sonraki tarihte gerçekleşek ölüm anındaki haçın işi nedir?

Örtünün bir başka kopyası; Göreme Saklı Kilisesi’nde kubbe üzerine çizilmiş olup, burada açıkça bir “haham dua örtüsü” üzerine 7 güneş ve ay sembolü vardır. Burada güneş, ay ve yıldız gibi simgelerin karışık olması; ilk resmin Hıristiyanlaştırılmış kopyası olduğunu düşündürür. Zira Urfa’ nın güneş ve ay ile yıldızlara tapınılan din merkezi olduğunu biliyoruz. Kutsal örtü, üzerindeki resim, uzun yıllar Urfa’da Cosmas Manastırı’nda muhafaza edilmiştir. 1145 yılında Urfa Süryani kilisesinin reisi Basil Bar Şumana, dost olduğu İmadeddin Zengi’ye şunları anlatmıştır: “Şanlıurfa’yı ziyarete gelenlerden birisi mendili Cosmas Manastırı’ndan çalar ve cebine koyar. Manastırda geceleyen ziyaretçinin cebindeki mendil karanlıkta ışık saçmaya başlar. Yanmaktan korkan adam, mendili yakındaki Eyüp Peygamber kuyusuna atar. Kuyudan güneş misali bir ışık çıkar. Böylece mendil kuyudan çıkartılarak manastırdaki yerine konur”. Bu olayda geçen kuyunun, Ulu Cami içersindeki kuyu olduğu da söylenmektedir.

Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere, Hannan diye bilinen usta ressamın yaptığı gerçek bir Hz. İsa resmi vardır ve bu resim bizzat kendisine ait dua örtüsü üzerine çizilmiştir. Böylece örtünün iyileştirme gücü daha artmaktadır. Sonra bu örtünün çok sayıda kopyası Hannan tarafından yapılıp, çevredeki soylu fakat hasta kişilere gönderilmiştir. Bizans’a götürülen ve bugün Vatikan’da olanın kopya olduğu, çevresindeki haç ve haleden anlaşılır. Halbuki, Urfa’da bulunan,ilk Hristiyanlık dönemine ait çok sayıda Hz. İsa resminde, hale ve haç görülmez. Görülmez çünkü; Harran ve Antakya’ daki ilk Hristiyanlar, Hz. İsa’nın; Tanrı olmasından çok, bir insan olduğuna inanır ve Ariusçu çizgidedirler. Bu nedenledir ki, Abgar’ ın ikinci oğlu VI. Ma’nu bar Abgar, pagan olmakla suçlanmıştır. İlk kutsal örtüde, sade bir Hz. İsa resmi vardır. Ve orjinal kutsal örtü; günümüzde Urfa’ da yaşayan, çok az sayıda ilk Hristiyan kökenli bilge insan tarafından korunmaktadır.

ScreenHunter_252 Apr. 09 23.16

ScreenHunter_251 Apr. 09 23.12

abgar_02

3 thoughts on “Mandylion – Kutsal Mendil Hikayesi

  1. Geri bildirim: Dini Konulu Resimler: İkonalar / Religious Themed Pictures: Icons - dipnotsanat

  2. Geri bildirim: dipnotsanat | Resim | Dini Konulu Resimler: İkonalar / Religious Themed Pictures: Icons |

Fikrinizi Yazınız